Sağlığın Kıymeti-2: Bacakların Değeri
Sağlığın Kıymeti Bölüm 1: Patella Çıkığı başlıklı yazımda, diz kapağımın nasıl çıktığından bahsetmiştim. Serimin bu bölümünde ise bacağım alçıda olduğu zaman neler yaşadığımı anlatacağım.
Sağ dizim çıktığında dizimin biraz üstüne kadar bacağım yarım alçıya alındı. Yarım alçıyı, bacağınızın altına tahta koyup sargı beziyle sarmış gibi düşünebilirsiniz.
Alçıyla geçirdiğim ilk üç gece (özellikle ilk ikisi) her saat başı dizimin ağrısından uyanıyordum. Dümdüz heykel gibi yatmak zorundaydım, bacağımı oynatamıyordum ve herhangi bir hareketimde dizim tekrar çıkacakmış gibi geliyordu. Sabahları uyanınca bir kavgaya karışmış ve dayak yemiş gibi her yerim ağrımış, tutulmuş oluyordu.
Ayağa kalkmak istediğimde kendi başıma bunu yapmam imkansızdı. Zaten ne üstüne basabiliyor ne de bacağımı öne atabiliyordum...
İki hafta böyle geçti. Bu süreçte anladım ki insan tüm gün yatmaktan da yorulurmuş.
Sonra alçı çıktı, iki gün sonra minik minik adım atabiliyordum. Bir hafta geçtikten sonra kendi başıma yürüyebiliyordum. Tabi bu süre zarfında bolca yürüme ve diz bükme egzersizi yapmıştım. Ayrıca alçıdan sonra 6 ay boyunca dizlik kullandım.
Bu 6 ay boyunca vücut ağırlığımın yaklaşık %80'ini sağlam dizime (sol) veriyordum.
Her şey yolunda gidiyor gibi görünüyordu ama öyle değildi: Sol dizim de çıktı!
Bu yazımda anlattığım gibi sol dizim diğerine göre daha büyük bir travma ve hasarla çıktığı için iyileşme süreci de hayli uzadı.
Bacağım alçıdayken yukarıda söylediklerimi bir ay boyunca tekrar yaşadım. Özellikle ilk hafta içerisinde bacağımın ağrısından dolayı geceleri sürekli uyanıyordum. Okula gitmeyince derslerden de fazlasıyla geri kalmıştım çünkü her ne kadar evde olsam da gün içinde çalışasım gelmiyordu.
Alçı çıktı ve ben ciddi anlamda bir ay tek başıma yürüyemedim. Ailem beni bir yere götüreceği zaman tekerlekli sandalyeyle götürüyorlardı. 🤯
Dizimi de hiç bükemiyordum, hareketsizlikten dolayı kaskatı kesilmişti. Bir buçuk ay kadar da koltuk değneği ile hayatımı devam ettirdim.
Neyse ki tüm bu sorunlar fizik tedaviye başlayınca çözüldü.
Fizik tedavi alırken bir yandan da dizim her an yeniden çıkacakmış korkusuyla yaşıyordum, neticesinde 6 ay arayla iki diz kapağım da çıkmıştı… Bu korkuyu yavaş yavaş yenmemle birlikte önce dizimi daha iyi bükebilir hale geldim, sonra koltuk değneğini bıraktım, sonra dizliği…
Tüm bunları yaşamak, hayatı boyunca bu sıkıntılara katlanmak zorunda olan insanları çok daha iyi anlamamı sağladı. “Ben anlıyorum, saygı duyuyorum” demekle, bunu gerçekten yaşamak insana farklı bir bakış açısı katıyor. Çevredeki eksiklikleri daha iyi fark etmenizi sağlıyor.
Özellikle asansör ve engelli rampası bu insanlar için hayati öneme sahip. Zorlu yaşam şartlarına ek olarak bu insanlara yapılan birtakım ayrımcı ve kötü muamelelerin de fazlasıyla yersiz ve düşüncesizce olduğu görüşündeyim.
Ayrıca kalabalık, hızlı hareket edilmesi gereken yerler bu tarz insanlara göre değil. Eğer bir de tek başınıza gitmeye kalkarsanız işiniz epey zor demektir. 🥴
Toparlayacak olursak;
-Bazı şeyleri yapmakta güçlük çeken insanlara olan saygım ve sevgim daha da arttı.
-Engelli insanların yaşam alanlarında karşılaştıkları sorunlar ve bu kapsamda çevremizdeki eksikliklerin farkına vardım.
-Özellikle bacakların ve dizlerin hayatımızdaki önemi başta olmak üzere sağlığın kıymetini çok daha iyi anladım.
Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle,
Hafsa